➤ Yazarlar

Millet ittifakının yarattığı umut ışığı

Tarihi bir gün yaşadık ve sonunda altılı masanın bileşenleri somut bir yol haritası açıkladı. Alışılmışın dışında yapmayı planladıkları ne varsa, daha doğrusu üzerinde uzlaştıkları ne varsa, onları kamuoyu ile paylaştılar.

Ahmet Tatar

Duymak istediğimiz her şey değil belki ama çoğu konuya ilişkin görüşlerini öğrendik.
Yaklaşık 240 sayfaya sığdırılan mutabakat metninde, gündemde olan bir çok konuya ilişkin ittifakın görüşleri açıklanırken, bir çok konuya da hiç değinilmemiş olduğunu görüyoruz.
Öncelikle bardağın dolu tarafına bakalım.
Öncelikle Millet İttifakı olarak adlandırılan bu birlikteliğin siyasi tarihimizde örneği yok. Evet, geçmiş parlamenter dönemde bir çok koalisyon hükümetini biliyoruz ancak bu koalisyonlar genellikle siyasi olarak birbirine yakın partiler arasında yapılmıştı.
Bunun iki istisnası 70’li yıllardaki CHP / MSP ortaklığı ile 90’lı yıllardaki DYP / SHP ortaklığıdır.
İkisi de askeri darbelerin sonrasına denk geliyor. Birinci ortaklık, Kıbrıs Barış Harekatı gibi çok tarihi bir icraatla anılırken, ikincisi 12 Eylül’ün siyasi ve ekonomik politikalarının devamı olan Özal döneminin sonu ve ülkenin normalleşmesi ile anılır.
Ülkemizde daha önce hiç yaşanmayan mecburiyetlerin, farklı siyasi görüşleri bir birlikte hareket etmeye zorladığına tanık oluyoruz.
Gerek siyasi, gerekse de sosyal ve ekonomik programları birbirinden farklı altı partinin ortak hareket etmesi üzerine kurulmuş olan Millet İttifakı’nın Cumhuriyet tarihinde benzeri yok. Yaşadığımız yaklaşık 22 yıllık AKP dönemin de başka örneği yok. Bu nedenle Millet İttifakına olağanüstü dönemin, olağanüstü sonucu demek yanlış olmayacaktır.
Bu birlikteliğin sağlanması için baştan beri her türlü özveride bulunan başta Sn.Kılıçdaroğlu ve Sn.Akşener olmak üzere, bütün liderler şimdiden tarihe geçmişlerdir.
***
Mutabakat metni toplumun en acil sorunlarına ilişkin çözüm alternatiflerini açık ve net bir şekilde sıralıyor.
22 yıllık süreçte ülkemizin yaşadığı sorunların ana kaynağı hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığının ortadan kaldırılmasıdır. Diğer bütün sorunlar bu ana soruna bağlı olarak zamanla derinleşmiştir.
O nedenle metnin birinci sırasında “Hukuk, Adalet Ve Yargı” başlığının olması son derece doğal ve isabetlidir. Bu başlık altında öngörülen reformlar gerçekleştirilebilir ise toplumda genel bir rahatlama hissedilecektir.
Sonrası, devlet kurumlarının yeniden derlenip toparlanması ve toplumun büyük kesimlerin yaşadığı açlık, yoksulluk ve işsizlik gibi ekonomik sorunlara acil çözümler üretilmesidir. Bununla ilgili kısa sürede yapılacaklar metinde ard arda sıralanıyor. Bu vaatlerin son derece basit, uygulanabilir ve kısa sürede sonuç alınabilir olduğunu söyleyebiliriz.
Buna karşın bardağın bir de boş tarafı olduğunun altını çizmek gerekiyor.
Örneğin, Atatürk bu ülkenin kurucusu olarak büyük çoğunluğun üzerinde uzlaştığı ender değerlerden biridir. Atatürk ve dolayısıyla Cumhuriyet kazanımlarına vurgu yapılmaması en önemli eksiklerden biridir.
Mutabakat metninde “Kürt sorunu” ile ilgili bir görüşün ya da önerinin bulunmamasını da çok ciddi bir eksiklik olarak görüyorum. Bugünkü seçmen dengesi ve oy dağılımı göz önüne alındığında bunun geçiştirilemeyeceği kanaatindeyim.
Metinde Alevi sözcüğü de geçmiyor. Yıllardır Alevilerin taleplerinin karşılıksız kaldığını düşünürsek sadece “Kentleşme” başlığı altında “imar planı yapılırken” Cemevlerine mekan ayrılacağını söylemek ne derece yeterli?
İstanbul Sözleşmesi metin dışına çıkılarak söylendi. Ama bu kadarı kadınların beklentilerini karşılayabildi mi?
Türk Ordusunun bozulan düzeninin yeniden yapılandırılacağı, okullarının, hastanelerinin yeniden açılacağı iyi de; askere alma sisteminin yarattığı toplumsal adaletsizlik ne olacak? Yüzbinlerce genç insanın KYK borçları konusunda çözüm önerilirken astronomik fiyatlara çıkan “Bedelli askerlik” için de bir kelam edilemez miydi?
Son yıllarda kâr hırsına kurban edilen yüzlerce madencinin acıları hala çok taze iken, madenlerin kamulaştırılması konusunda bir görüş birliği yaratılamaz mıydı?
Tabi ki, köy okullarının yeniden açılması alkışlanır fakat zorunlu eğitim süresinde bir uzlaşı olsa, “1+5+4+3” gibi bir belirsizliğe meydan verilmese daha iyi olmaz mıydı?
Bu eksikler cumhurbaşkanı adayın inisiyatifine mi bırakılıyor, orasını önümüzdeki kısa sürede göreceğiz. Ancak şu açık ki, Millet ittifakı seçim sürecinde bu konudaki sorularla muhatap olacak. Umarım ki, doğru, doyurucu cevaplar hazırlanır ve yeri geldiğinde kamuoyuna sunulur.

➤ Yazarın Son Yazıları

➤ Son Yazılar

Welcome Back!

Login to your account below

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Add New Playlist

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?