➤ Yazarlar

Kişi kendinden bilir işi…

Esnaflık enteresan. 25 yıl boyunca maaşlı çalışan bir gazeteci için iyice enteresan. Bir ürün satıyorsunuz ve fiyatını da maliyet hesabının ardından mantık çerçevesinde siz belirliyorsunuz. İşte bu nokta benim için daha da enteresan. Nasıl mı? Şöyle...

Hayatım boyunca en fazla orta gelirli bir insan olarak yaşadım. Dar gelirli bile denebilir aslında ama biz yine orta gelirli diyelim, ayıp olmasın eski bana. Ama 46 seneyi nasıl bir gelir düzeyiyle geçirdiğiniz esnaflık kariyerinde belli ki çok etkili oluyor. Çünkü sattığınız ürünleri yine o kafayla, yani dar ya da orta gelirli kafasıyla fiyatlandırabiliyorsunuz. Ve bir bakıyorsunuz, piyasanın en iyi ürünlerini de yapsanız, müşteri profiliniz epeyce zengin de olsa, fiyata bakmadan alışveriş yapanlardan da olsa, rakiplerinizden ucuza satış yapmaktan kendinizi kurtaramıyorsunuz. Hatta bunu çevredeki tecrübeli esnaf size söylese de siz bildiğinizi yapmaya devam ediyorsunuz. Çünkü hayatın büyük bölümünü yaşadığınız gelir düzeyiniz sizi bırakın pahalı ürün satmayı, piyasaya uygun satmaktan bile alıkoyuyor. Kendime ayıp olmasın diye dar gelirli diye tarif etmekten kaçındım yazının başında ama fiyatlandırmayı yapan belli ki onca sene yaşadığınız “fakir kafası” oluyor. “Yahu ne kadar ucuza satıyorsun, böyle para kazanamazsın” diyen tecrübeli esnaf arkadaşları geçtim, bazen müşteriler bile “Sizin fiyatlar piyasaya göre epeyce ucuz” deyiveriyorlar. Örnek verenler bile var. Mesela bizim 15 liraya sattığımız ürünün fabrikasyon halleri 20 liraymış pek çok mekanda. Benim tepkim ise “Oha çok pahalıymış” oluyor. Çünkü fakir kafası başka bir şey işte. Bu arada aman yanlış anlaşılmasın, pintilikten, cimrilikten değil pahalı bulmam, gerçekten 46 yıl boyunca yaşadığım gelir düzeyinin bende yarattığı bir şey.

SEBİL GİBİ TAKILIRSAN!
Tüm bunlara, yani müşteri ve deneyimli esnaf tavsiyelerine rağmen ürünlere zam yapma fikri bir türlü kafanıza oturmuyor. Çünkü kendinize pahalı gelen bir şeyi satma düşüncesi ters geliyor. Ama böyle yapınca da “Böyle para kazanamazsın” sözü gerçek oluyor. Hatta geçen bir esnaf arkadaş, “Kardeş sen burada sebil gibi takılırsan batarsın” bile dedi. Ben de “Yok abi, ben de zam yapacağım hele bir mart ayı gelsin” falan diye geçiştirdim konuyu. Ben konuyu geçiştirdikten 1 saat sonra da dükkan sahibi geldi. Dükkanı açalı 1 yıl dolduğu için kiraya zam yapma vakti gelmiş. Kontratta TEFE/TÜFE yazdığı için ve hangisi tam bilmiyorum ama işte zam oranında geçerli olan yüzde 65 olduğu için direkt yüzde 65 zam istedi. O zaman anladım ki ticarette öyle çok da merhamet falan geçerli değil. Ve ticaret yapacaksan, “fakir kafası”nı bir kenara bırakacaksın. Yoksa batarsın. Zaten 1 yıldır dükkan ancak kendini çeviriyor ve yüzde 65 zammın ardından bu nasıl olacak ya da olacak mı, onu da göreceğiz. Her neyse, bu koşullarda ürünlere zam yapmadan ayakta kalmak imkansız. Açıldığımızdan beri 5 kat artan üretim maliyetini saymıyorum bile. Hadi ona dayandık bunca zamandır. Ama bu kiraya zam olayına var olan fiyatlandırmayla dayanmak mümkün değil. O zaman biz de mecburen zam yapacağız. İşte buna da kısaca enflasyon etkisi diyoruz. Hadi kaçtım ben. Enflasyonsuz ya da düşük enflasyonlu ve güven veren ekonominin geçerli olduğu günlerde buluşmak dileğiyle.

➤ Yazarın Son Yazıları

➤ Son Yazılar

Welcome Back!

Login to your account below

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Add New Playlist

Are you sure want to unlock this post?
Unlock left : 0
Are you sure want to cancel subscription?