Ayrıntı Yayınları’nın markası Düşbaz Kitaplar, yaz tatilini kitapsız geçirmeyenlere ve aydınlatıcı okumalar yapmak isteyenlere, kurmaca dışı eserlerinden iki öneri sunuyor. Bu kitaplardan ilki, ünlü jeolog Andrew H. Knoll’un, evrenin 4 milyar yıllık geçmişini anlattığı ve 18 dile çevrilen kitabı Dünya’nın Kısa Tarihi. Aydın Çavdar’ın Türkçe’ye kazandırdığı eserinde Knoll, kitabında iklim değişikliğini odağına alarak insanlığın geçmişte neler yaşandığını incelerken, gelecekte olabilecekler konusunda ufuk açıcı tespitler yapıyor. Chicago Üniversitesi öğretim görevlisi, paleontolog Neil Shubin, kitaba dair şunları söylüyor: “Knoll, gezegenimizin 4,6 milyar yıllık geçmişinin soyağacını çıkardığı; özenle hazırlanmış, kolay anlaşılan bir Dünya biyografisiyle okurlarının karşısına çıkıyor. Yirmi birinci yüzyılın iklim değişikliğini ana izleğine alan kitap, geçmişte nerede olduğumuza ve şu an nereye gittiğimize dair gerçekçi bir bakış sunuyor.”
ERİL BAKIŞ İÇİMİZE NASIL İŞLEDİ?
Sanat tarihçisi, yazar, küratör Catherine McCormack’in Resimdeki Kadın: Kadınlar, Sanat ve Bakışın Gücü adlı çalışması, sanat kisvesi altında gözümüzün nasıl boyandığını çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Kitabı okuduğunuzda, eril bakışın kadın imgesini nasıl şekillendirdiğini ve günlük hayatımıza yerleştirip normalleştirdiğini görüyorsunuz, yazar içinde bulunduğumuz bu trajediyi, Titian, Botticelli ve Picasso’nun eserleri gibi çok sevdiğimiz imgeler üzerinden anlatıyor. Tuğçe Kılıç’ın Türkçe’ye çevirdiği kitap, Titian, Botticelli ve Picasso’nun bakış açısının aslında nasıl dehşet verici anlamlar taşıdığını, ataerkinin kadın deneyimini ve “öteki” olanı bastırıp yok etmek için sanatı nasıl kullandığını çarpıcı hikâyeler, anekdotlar ve yazarın kişisel görüşleriyle aktarıyor.
McCormack, kitabında, tarih boyunca dehşet, şiddet, istismar, kadın düşmanlığı, eril bakış ve ataerkinin inşa ettiği kalıpların sanatın maskesine gizlenerek görsel bir şölene dönüştürüldüğünü söylüyor. Telefon ekranlarında, sosyal medya paylaşımlarında; her türlü tüketim ürününün üstünde; herkesin erişebildiği dizi ve filmlerde; müzelerde, meydanlarda, hatta evlerin duvarlarında bile sinsice yerini aldığını söyleyerek, ataerkinin kalıplarını yıkmaya çağrı yapıyor. Yazar Jessica Ferri, kitaba dair, “McCormack’in de yazdığı gibi kadın düşmanlığı o denli içimize işlemiş ki varlığını fark etmek imkânsız hale gelmiş. Resimdeki Kadın, gözlerimizin açılmasını sağlayacak” diyor. (istanbullook)