Okul alışverişi dar gelirli aileler için her zaman zordu ancak artık kırtasiye fiyatlarının yanına yaklaşılacak gibi değil. Aileler, çocuklarının beslenme çantalarını bile dolduramazken, kara kara okul hazırlığını nasıl tamamlayacaklarını düşünüyorlar. Bir kalem, bir silgi bile almak lüks oldu neredeyse… Eğitimciler, okulların açılmasına kısa bir süre kala, bu meseleye gündeme getirdi.
Yoksulluk yaygınlaşıyor
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, ailelerin okul masraflarını güçlükle karşıladıklarını belirterek, “Maalesef yüksek enflasyon yoksulluğu daha da derinleştiriyor. Yoksulluk yaygınlaşıyor. Bu durum en fazla okul çağında öğrencileri olan yoksul aileleri vuruyor” dedi. Okul araç ve gereçlerinin fiyatlarının çok yüksek olduğunu vurgulayan Irmak, şunları söyledi: “Ülkemizde okumak kadar aile bütçesine çok büyük yük olan başka hiç bir kalem yok. Anayasa’nın 45 maddesi zorunlu eğitimin herkes için parasız olduğunu söyler. Ancak gerçek hiç de böyle değil. Ülkemizde çalışanların neredeyse yüzde altmışı, yetmişi asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücret 17 bin TL. Araştırmalara göre ilk ve orta okula giden her bir öğrenci için aylık en az, 4 bin lira ile 11 bin lira arasında okul harcaması yapılıyor. Kıyafet, defter, kalem, kırtasiye giderleri, yemek, ulaşım en büyük gider kalemi. Bütün bunlar yaşanırken, Milli Eğitim Bakanlığı, önce ikili eğitim yapan okullara taşımalı gelen öğrencilerin yemeğini kesti. Sonra köy okullarında taşıma gelen ve öğrenci sayısı 10’un altında öğrencilerle, 30 kilometre uzakta olan öğrencileri taşımama kararı aldı. Aileler çözüm bulmazsa bu çocuklar okul dışında kalacaklar. Yoksul aile çocuklarının okuma hakkının bizzat MEB eliyle dolaylı da olsa engellendiğine tanık oluyoruz.”
Okul müdürlerini tüccar yaptılar
Eğitim-İş Başkanı Kadem Özbay da eğitim masraflarındaki fahiş artışın, çocukların eğitim hakkını ciddi şekilde tehdit ettiğini vurguladı. Özbay, şöyle konuştu: “Birçok aile, temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale gelmişken, eğitim masraflarının bu denli yükselmesi, eğitimde fırsat eşitsizliğini daha da derinleştiriyor. Fiyatlandırmalar konusunda acil adımlar atılması gerekiyor. Eğitim materyallerinin fiyatlarının kontrol altında tutulması, temel ihtiyaçların devlet tarafından karşılanması ve okullarda velilerden kayıt ücreti talep edilmesinin kesinlikle yasaklanması, en öncelikli adımlar olmalıdır. Devlet okullarında ‘kayıt ücreti’ adı altında velilerden para talep edilmesi kabul edilemez bir durumdur. Bu, Anayasa’ya ve Milli Eğitim Temel Kanunu’na aykırı bir uygulamadır. Ücretsiz eğitim hakkı, her çocuğun temel hakkıdır. Bu anlayış yüzünden bir veli için devlet okullarına çocuğunu kaydetmek de orada okumaya devam etmesini sağlamak da ciddi bir maliyet haline gelmiştir. Okullarda para toplanıyor olması yalnızca okul idarecilerinin üzerine atılarak geçiştirilemez. Bu çirkin tablonun sorumlusu, devlet okullarına adeta birer özel şirketlermiş gibi kendi ekonomilerini yaratmalarını dayatan, okulların en temel ve hayati ihtiyaçlarını bile görmezden gelen, eğitimi paralı okul yönetimlerini de tüccara çeviren bakanlıktır.”