EVGENY MOROZOV
ITT imparatorluğu 1960’ların sonlarında, Latin Amerika’daki varlıklarının satışından elde ettiği muazzam kârları farklı şirketlere (sigorta şirketleri, oteller ve hatta bir araç kiralama şirketi) yatırım yaparak tekrar değerlendirmeye başladı. Bunların çoğu yerel olduğu için ulusallaştırılma riski de taşımıyordu. 1970’e gelindiğinde, ITT’nin elinde kalan tek telefon ağı, şirketin tarihi merkezi Porto Riko’da ve 1927’de yerleştiği Şili’deydi.
Allende’nin olası zaferini önlemesi için CIA’ye para teklif ettiler
ITT’nin Şili devleti nezdindeki yükümlülükleri şirket yararına bir sözleşme çerçevesinde oldukça belirsizdi. (7) 1964 yılında seçilen Hristiyan Demokrat Eduardo Frei hükümeti, ITT’nin yerel şubesinin paylarını yavaş yavaş satın alarak sorunu sessizce çözmeye çalıştı. Ancak Frei karşıtları için bu hem yetersiz hem de geç kalınmış bir hamleydi. Sosyalist Salvador Allende, 1970 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimini, ITT’yi ulusallaştırma, yöneticilerini mühendislerle değiştirme ve ülkenin en yoksul bölgelerindeki telefon ağlarını genişletme vaadiyle kazandı.
ITT, Allende’nin iktidara gelmesinden 1970 yılı öncesinde de korkuyordu. Altı yıl önce, şirketin yönetim kurulu üyelerinden eski CIA direktörü John McCone, Şilili sosyalistin seçilmesini engellemek için bütün ağırlığını ortaya koydu. 1970 seçimlerinden birkaç ay önce ise ITT, CIA ile iletişime geçip solun olası bir zaferine engel olmak için onlara para teklif etti. CIA, asla nakit sıkıntısı çekmeyen bir kuruluş olarak teklifi reddeder ancak ITT, Allende karşıtlarını cömertçe desteklemekten geri durmaz.
Allende’nin beklenmedik zaferinden sonra, bu defa CIA, ITT ile temas kurdu. Şirket, Şili devletini baskı altına almak için örneğin, yedek parça veya bakım personeli sağlamayı reddedebilir miydi? CIA’in hedefi, Richard Nixon’ın sözleriyle, Allende görevine başlamadan önce askerleri kışlalardan çıkmaya teşvik etmek için “Şili ekonomisini ağlatmaktı”.
Allende’nin hamlesine karşı, Washington ve CIA kartı
Strateji istenilen sonucu vermedi. İktidara geldikten sonra Allende şirketi hemen ulusallaştırmak yerine onunla doğrudan anlaşmalar yapmayı tercih etti. Halbuki, ITT işçi sendikaları başta olmak üzere Allende’nin tabanı daha radikal önlemler talep ediyordu. Hatta daha da ileri giden Allende, şirketten, devlet başkanlığı sarayındaki olası gizli dinleme cihazlarını tespit etmelerini bile istedi… Allende, Eylül 1971’de fikrini değiştirdi ve ITT’nin Şili şubesini kontrol altına aldı. Şirketin yöneticileri, hayali şirketler aracılığıyla haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla tutuklandı. Çok uluslu şirket ise bu hamle üzerine, Washington’da sert bir kampanya başlattı. Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’a ulaşıp, ona Allende’yi altı ay içinde istikrarsızlaştırmak için alınacak 18 önlem önerdi. Aynı zamanda CIA’in muhalefetin başlıca gazetesi El Mercurio’yu finanse etmesini de teşvik etti. Şirketin kimi çalışanları da durumu sorgulamaya başladı. Basının şirket yönetimi ve Nixon idaresi arasında yapılan görüşmeleri yayınlamasının ardından senato, ITT’nin Amerikan dış politikasına etkisini belirginleştirmek için soruşturma yürüttü. (8) Ancak yapılan araştırma, sorumluları suçlamaya yetmedi ve kimse mahkûm edilmedi. Üç ay sonra Allende, Pinochet darbesinde hayatını kaybetti.
Darbeden kısa bir süre sonra şubesinin ulusallaştırılması, ITT için büyük bir şok olmadı. Şirket Pinochet’den 125 milyon dolar tazminat, Nixon yönetiminden ise 30 milyon dolar aldı. Amerikan Senatosu’nun sonuca bağlanmayan raporuna rağmen ya da o rapor sayesinde, ITT’nin Şili’deki rolüne dair şüpheler giderek arttı. Bu nedenle, çok sayıda aktivist için çok luluslu şirketin hedef olarak görülmesi mantık dışı değildir. ITT’nin merkezinde bomba olduğuna dair ihbarda bulunan anonim kişi, Weather Underground adlı gizli aşırı sol bir örgüte bağlı olduğunu söylemişti. Sonunda bu kötü ün, ITT’nin tarihi üslerinden biri olan Porto Riko’yu bile rahatsız etti: 1974 yılında, şirketin yerel uzantısı satın alındı. Verilen büyük tazminat gerginliği yatıştıramadı, işlem gerçekleştikten birkaç ay sonra şirketin merkezi havaya uçuruldu.
Kendisini büyüten ilişkiler, gerilemesine de neden oldu
ITT, var olduğu sürenin büyük bir bölümünde Wall Street ve Pentagon ile bağlantılara dayalı, örnek gösterilen bir genişleme modelinin laboratuvarı oldu. Dünya çapındaki vizyonu ve kendine bağlı şirketler arasındaki uyumu çoğunlukla finansal olarak sağlayan şirket, konglomera hakimiyeti ile küreselleşmenin öncülerinden biri olarak kabul edildi. Ancak zamanla şirket, yöneticilerin kısa vadeli kârlar ve hisse senetleri fiyatlarına olan takıntıları nedeniyle kritik hizmetlerine uzun vadeli yatırımlar yapmayı ihmal etti. Bu yönüyle bile zamanının ötesindeydi aslında: Benzer bir eğilime ancak 1980’lerden itibaren kapılan diğer Amerikan şirketlerine kıyasla, ITT, finansallaşmayı 1960’ların ortasından itibaren benimsemişti. O dönemde, bir savunma taşeronu olarak çalışan bir telefon şirketinin, araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmak yerine sigorta şirketlerini satın almayı tercih etmesi şaşırtıcıydı. Ancak Lazard Bankası’ndaki arkadaşları tarafından teşvik edilen ITT yöneticileri, açgözlülüklerini Wall Street’e, dahice bir çeşitlendirme stratejisi olarak algılatmayı başardılar.
Ancak bu hızlı büyüme isteği sonun başlangıcını getirdi: ITT, Silikon Vadisi’nde ortaya çıkmaya başlayan uzun ve maliyetli araştırmalara ilgi göstermedi. Şili’deki darbe, ITT’nin itibarını gelecek on yıllar için geri dönüşü olmayacak şekilde zedelemişti. Çelişkili bir biçimde, ITT’nin Amerikan devleti ve Wall Street ile yakın ilişkileri – ki bu ilişkiler başlangıçtaki muhteşem büyümesine sebep olmuştu – onun gerilemesine neden oldu. Benzer şekilde casusluk ve finans arasına sıkışmış görünen günümüzün Silikon Vadisi devleri ise henüz bu hatadan tam olarak ders almış görünmüyorlar.
EVGENY MOROZOV: Chora Media ve Post-Utopia yapımı, iki yüzden fazla röportaja dayalı dokuz bölümlük “The Santiago Boys” adlı podcast serisinin yazarı.
Çeviri: Okan Urun
Yazı Le Monde diplomatique Türkçe’de yayımlandı.
(1) Paul L. Montgomery, “ITT office here damaged by bomb”, The New York Times, 29 Eylül 1973.
(2) Anthony Sampson, The Sovereign State. The Secret History of ITT, Hodder and Stoughton, Londra, 1973.
(3) Bkz. “Critique of Techno-Feudal Reason”, New Left Review, Londres, n°133-134, Ocak-Nisan 2022.
(4) Robert Sobel, ITT: The Management of Opportunity, Times Books, New York, 1982.
(5) Bkz. Daniel R. Headrick, The Invisible Weapon. Telecommunications and International Politics. 1851-1945, Oxford University Press, 1991.
(6) Bkz. Ludwell Denny, America Conquers Britain: a Record of Economic War, Alfred A. Knopf, New York, 1930.
(7) Bkz. Eli M. Noam editörlüğünde basılan Telecommunications in Latin America’daki Şili’ye ayrılmış bölüm, Oxford University Press, 1998.
(8) Bkz. Amerikan Senatosu tarafından yürütülen soruşturmalarla ilgili raporun iki bölümü: “Multinational Corporations and United States Foreign Policy”, Government Printing Office, Washington, 1974.