CHP İstanbul İl Başkanlığı, demokrasi, insan hakları ve toplumsal cinsiyet alanında çalışma yürüten sivil toplum kuruluşlarıyla Tüzük Kurultayı Çalıştayı yaptı. Buradan çıkacak sonuçlar, 4 Eylül’deki Tüzük Kurultayı’na rapor olarak sunulacak. Haliç Kongre Merkezi’ndeki etkinliğin açılışını İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik yaptı. İmamoğlu, tüzükle ilgili atılacak güçlü adımların, yarınlarda daha iyiyi bulma adımlarının tetikleyicisi olacağını vurguladı. İmamoğlu’nun açılış konuşmasından dikkat çeken bölümler şöyle:
İçim yanarak söylemiştim…
Geçtiğimiz yıl partimizin 100’üncü yılını kutladığımız etkinlikte ‘Cumhuriyet Halk Partisi değişirse Türkiye değişir’ demiştim. Bu anlamda çok net ifade edeyim; Cumhuriyet Halk Partisi değişecek ve Türkiye de değişecek. Bu sürecin, bu yolculuğun başka bir sonucu olmaz. Tabii geçtiğimiz süreç içerisinde tüm dünyada bir kriz döneminin yaşandığını ve bu çoklu kriz sürecinin etkilerinin ülkemizde daha da yoğun yaşandığını biliyoruz. Yurttaşlarımın uzunca süre yaşadığımız ağır ekonomi, demokrasi ve adalet krizlerine rağmen muhalefeti seçenek olarak görmemesi ve 2023 seçimlerinde de aynı sonuca sürecin evrilmesi, bizi artık farklı düşünmeye ve başka bir düşünce üretmeye sevk etmelidir. Aynı şeyleri yaparak aynı sonuçları alamayacağımızı (seçimden) bir gün sonra dile getirmiştim. İçim yanarak dile getirmiştim. Yol ve yöntem değiştirmemiz gerektiğini… Partide bu çabamızın karşılık bulması beni ziyadesiyle mutlu ediyor.
Gençler siyasete ilgi duymuyor
Günü kurtaran değil, kalıcı politikalar ve yeni bir vizyon sunmamızın şart olduğunu hepimizin bilmesi gerekir. Cumhuriyet Halk Partisi’ne çok üstün görevler düşmektedir. En önemlisi, partinin kendi içinden başlayarak daha demokratik, daha katılımcı, daha kapsayıcı bir partiye dönüşmesi şarttır. Farklı toplumsal kesimlerin taleplerinin kapsanabildiği, toplumun tüm kesimlerinin kendini içinde ve anlamlı hissedebileceği bir siyaset kurumu hâline gelmemiz şarttır. Bir ülkenin demokrasisinin çatısını, yönetim sistemlerinden önce siyasetin sivil toplumla ilişkisi belirler. Gerçek anlamda bir demokratikleşme için öncelikle aktif vatandaşlığın hayata geçmesi şarttır. Bugün sivil toplum, fikir ve düşünce özgürlüğü gibi temel alanlar başta olmak üzere birçok konuda sıkıntılar yaşandığını, baskıcı düzenin, insanları sivil toplum kuruluşlarından uzaklaştırdığını, hatta bu baskıcı ortamın vatandaşlarımızı siyaset yapmaktan bir siyasi kurumun üyesi olmaktan uzaklaştırdığını net olarak ifade etmem gerekir. Bu baskıcı anlayış ve uygulamaların değişmesini çok istiyoruz… Gençlerin en az ilgiyi gösterdiği alan olduğunun, hatta siyaset yapan insanların büyük bir itibar kaybına uğradığının bilinmesi şart. Ben itibarsız bir siyasetçi olmak istemiyorum. Sizin gibi büyük fedakarlıkla siyasetin içinde olan siyasete katkı sunmak isteyen insanlarımızın da itibarsızlaşmasını asla kabul edemem.
Başaramadığımız için sorumluyuz
Cumhuriyet Halk Partisi ne kadar kapsayıcı, katılımcı, demokratik bir yapıya sahip olursa Türkiye’de o kadar özgürlük ve adalet içerisinde olur. Bugün yapılan bütün kötü işlerin, haksızlıkların, hukuksuzlukların sorumluları vardır ama Cumhuriyet Halk Partisi de sorumluluktan kaçamaz. Bu sürecin var olmasında, muhalefetin başarıyı ortaya koymamasının da sorumluluk paydaşı olduğunu buradan bütün partililerime duyurmak isterim. (istanbullook)