CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu’nun, 2024-2025 eğitim öğretim yılının başlaması üzerine yaptığı yazılı açıklamada şu değerlendirmeler yer aldı:
“Kanun, nizam, Anayasa tanımayan, hele ki bu ucube yönetim sistemiyle her şeyi istediği gibi eğip büken hükümet eğitim gibi temel bir hakkı ‘Lüks’ sınıfına sokmuştur. Bugün devlet okullarındaki eğitimin niteliği ortadadır. Özel okulların fiyatı ise ev, araba fiyatları ile yarışmaktadır. Devlet okullarında dahi kayıtlar sırasında istenilen paralar milletin belini bükmektedir.
Okulda bir öğün yemek ya da hiç değilse ilk öğretimde süt verilmesini bile programına almayan israf şampiyonu hükümet, saraylara, uçak filolarıyla kıta aşırı gezmelere, gösterişli toplantılara para buluyor. Çankaya Köşkü’ne sığamayan ve yaklaşık 5 milyara bin odalı saray yaptıran, 725 milyona yazlık saray yaptıran, bir de Ahlat’a 1 milyar 220 milyona kışlık saray yaptıranlar mı milletini düşünüyor?
Okullarda temizlik, güvenlik, malzeme yok onu bırakın, okul yok. Bartın’da 28 okul tadilatta, öğrenciler de aileler de mağdur. Örneğin Davut Fırıncıoğlu Lisesi’ne gittik. Buradaki öğrenciler tadilat bitmediği için Nene Hatun Kız İmam Hatip Lisesi’ne yerleştirilmişler. 670 öğrenci var. Tadilat bitişi için 300 iş günü demişler. Bu basit gibi görünen ama yüzlerce öğrenciyi ve ailelerini, eğitim yıllarını alt üst eden bir plansızlık.
Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği’nde yapılan değişiklikler, taşımalı eğitim yoksa öğrencinin zorunlu olarak pansiyonda kalmasını işaret ediyor. Bu kapsamda olan ve ikili eğitim yapan okullardaki öğrencilerin ücretsiz yemek hakları da tasarruf tedbirleri kapsamında ellerinden alınıyor. Bunlar maksatlı ve aileleri zorlayıcı kararlar vermeye iten uygulamalar. Biz okullarda bir öğün ücretsiz yemek verilsin derken, MEB mevcut uygulamayı kesiyor.
Türkiye’de 1 milyona yakın, Bartın il sınırları içinde ise 5 bin civarında taşımalı sistemde öğrenci olduğunu biliyoruz. İkili eğitimde olan ve taşımalı eğitimdeki çocuklar günde bir iki saatini yolculuk ederek aç geçirecek ama öte tarafta saraydan saraya gezecek ve itibardan tasarruf etmeyecekler.
Mevzuata göre öğrencisi taşınacak yerleşim yerinin, taşıma merkezine uzaklığının en az 2 kilometre olması esas olup, 30 kilometreden fazla mesafeden taşıma yapılmaz deniyor. Bu uygulamayla çocukları kimin elinde olduğunu bilmediğiniz, cemaat ve tarikatların yurtlarına mahkum ya da MESEM denen öğrenci öğütme sömürüsüne mecbur bırakıyorlar. Hükümet, yarattığı bu güvensiz ortam yüzünden özellikle kız çocuklarının eğitimden kopmasına yol açıyor.” (istanbullook)