CHP’nin Tüzük Kurulayı, parti programı çalışmalarının yapılmasının ardından tamamlandı. Kurultayın son gününde, ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın açıklamaları ses getirdi. Yavaş, konuşma yapacağını bir saat önce öğrendiğini ve hazırlanamadığını belirterek, şunları söyledi: “Polemik çıkartmak istemiyorum ama ben de Ekrem başkanımın güzel konuşması gibi sizlere bir konuşma yapmak isterdim. Hazır bir şekilde Türkiye’nin tüm sorunlarına değinen ve bu konulardaki fikirlerimi açıklamak isterdim. Ama maalesef bir saat önce bana telefon açılıp, ‘Siz de konuşun’ dendi. Değerli arkadaşlar bir kasıt aramıyorum ama kurumsal bir partide eğer iki belediye başkanı konuşturuluyorsa, şöyle bir sorun vardır. Biz 14 tane büyükşehir belediye başkanıyız. Sadece ikisini konuşturursanız, maalesef biz de buradan fitne ateşine odun atmış oluyoruz. Aylardır yakılan fitne ateşine yani ‘Ekrem mi? Mansur mu?’ Bu konuda genel başkanımızın görüşü belli. Ben isterdim ki bütün arkadaşlarımız bu konuda fikirlerini açıklasın. İkimiz de aynı duygulara sahibiz. Bunları sorun etmiyorum. Dün ekranlarda da söyledim. Partimiz, tüzük kurultayını başarıyla atlatmıştır.”
“Bu ikisinin ellerinde iktidarımızın anahtarı var”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşma akışına dair sorumluluğun kendisine ait olduğunu ifade ederek, Yavaş’a şu yanıtı verdi: “Sakın ha sakın basın sanar ki, iki gözümüzden bir tanesi kurumuş birisi yaşarmış. İkisini de iki gözümden başka birbirinden ayırmam. İki tarafımdaki kimseyi de birbirinden ayırmam. Burada bütün sorumluluk genel başkan olarak bana aittir. Eğer bir kişinin hakkı birine geçtiyse o hakkı helal etsin, sorumluluk benim, benim de kusurumu affetsinler. Bu aile bugünden birlik ve beraberlik içinde ayrılacak bir ailedir. Birisi sağ kolumuzsa öbürü sol kolumuz. Birisi sağ gözümüzse öbürü sol gözümüz. Bu iki yanımdakilerin hepsi iktidarımızın anahtarlarını ellerinde taşıyan göz bebeklerimizdir. Onları yürekten alkışlamanızı istiyorum.”
“Mansur abi derim, aramızda sorun olmaz”
Ekrem İmamoğlu da konuşma düzeniyle ilgili detayları anlattıktan sonra, “Başkanım size ‘Mansur Başkanım’ derim, hem ‘Mansur abi’ derim; Ankara’ya gelir seni ararım. İki gün önce aradım cuma namazını beraber kılalım mı diye sekretere not bıraktım ama nasip olmadı, yetişemedik. O da senin suçun başkanım. Bu kadar açık ve şeffaf. Ben bu kadar açığım, sen de bu kadar açıksın. Onun için bizim aramızda bir sorun olmaz. Senin rahatsız olacağın bir yerde bunu bilsem konuşmamı yere atar, yerime otururum başkanım hiç endişe etmeyin” dedi.