AYKUT KÜÇÜKKAYA
Lafı uzatmadan, hemen söze gireyim…
Erdoğan bir oyun kuruyor… Ve kanımca kurduğu oyun tıkır tıkır işliyor…
Yerel seçimlerden Türkiye’nin birinci partisi olarak çıkan ana muhalefet partisi her gün her gece bir TV kanalında büyük bir tartışmanın içine çekiliyor… Esen iktidar rüzgarı zarar görüyor. Bir gün CHP lideri Özel konuşuyor; bir gün eski lider Kılıçdaroğlu!.. TV’ler üzerinden atışmalar sosyal medyada büyük bir kutuplaşma yaratıyor. Tam bu sırada, hiç olmayacak bir Mansur Yavaş – Ekrem İmamoğlu arasında “konuşma krizi” patlıyor. Sonra “Yavaş-İyi Parti” kulisi köşe yazılarına yansıyor. Yavaş, “yavaş yavaş” sahne alıyor!..
Türkiye’de ekonomi başta olmak üzere yurttaş için her şey kötüye giderken sanki siyasette her şey Erdoğan’ın istediği havada gidiyor…
Saray, İmamoğlu’na yönelik siyasi yasak kozunu istediği an kullanmak için “Demokles’in kılıcı” gibi elinde tutuyor…
Bu hava nasıl bir siyasi hamleyle bozulur? Siyasi yasak kararıyla ilgili istinaf mahkemesi görüşünü açıklamadan Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olarak kamuoyuna ilan edilmesi Saray’ın, Erdoğan’ın elini kolunu bağlamaz mı? Kaybedilen son seçimde adayın son ana kadar açıklanmaması, hatta bir yıl boyunca toplanan Altılı Masa’da son ana kadar adayın hiç konuşulmaması ve yarattığı sonuçlar umalım ki iyi analiz edilmiş olsun… Yakın geçmişteki bu başarısız aday stratejisiyle – tecrübesiyle – CHP ezber bozabilir mi?
İsterseniz önce neler olabilir, özetle sıralayalım…
CHP içindeki tartışmaları Saray’dan büyük bir keyifle izleyen Erdoğan, kurduğu bu oyunda siyasi yasak kararını kendi istediği bir tarihte açıklattırır.
İmamoğlu’nun adaylığı açıklanmadan gelecek siyasi yasak kararı muhalefetteki aday sayısını çoğaltır. Ve bambaşka bir tartışma başlar. Aday olmayacağını açıklayan Özel “topa sokulur…” Genel Başkan Özgür Özel mi olsun, Mansur Yavaş mı olsun tartışması büyür!.. Hatta son seçimde yüzde 48,5 oy alan Kılıçdaroğlu ikinci kez aday olsun diyenler bile çıkacaktır!..
Bu noktada tartışmalar büyür ve uzarsa, muhalefette yaşanacak kırılmalar sonrası İmamoğlu’nun adaya vereceği desteğin kıymeti bile kalmayabilir!..
Hele hele “Erdoğan tarafından zamana yayılan, normal tarihine yakın bir tarihte yapılacak ama adına erken denilecek seçimde” biriktireceği rezervlerle yurttaşın cebine büyük bir parmakla bal çalacak Saray’ın propagandası da işin cabası olabilir!..
Peki!.. Erdoğan, adaylığı açıklanmış bir İmamoğlu’na siyasi yasak kararını onaylattırırsa, işte o zaman her şey tersine dönebilir!..
İstanbul’da Erdoğan’ı üç kez yenen İmamoğlu’nun ilk seçim galibiyetinin iptalinin ardından 30 bin olan fark 800 bine nasıl çıktıysa, İmamoğlu’nun yerine aday olacak isim bu farkın katbekat fazlasını alarak seçimi kazanır.
Böylesi bir tabloda Kürtler, siyasi yasaklı İmamoğlu’nun yerine adaylaşan Yavaş’a oy verirken sandıkta bir çekince yaşar mı?
Asıl soruyu tekrar soralım: CHP yönetimi ezber bozabilir mi? Ezber bozulursa bence Erdoğan cephesi için iki ihtimal var…
1- İmamoğlu’na siyasi yasak kararı istinafta onanmaz, “mağdur edebiyatı yaratmayalım” diyen Cumhur İttifakı kaybedeceği bir seçime hazırlanır…
2- Siyasi yasak kararı istinafta onanır, Cumhur İttifakı İmamoğlu’nun yerine adaylaşan isim karşısında büyük bir hezimet yaşar…
Ezber bozulmazsa…
Bu da bir tercih! Kazanılacak bir erken seçim mi? Yoksa sandığa birkaç ay kala açıklanacak “kazanma ihtimali olan bir adayla girilecek bir seçim mi?” Bakalım “Türkiye’nin birinci partisi” hangi tercihi kullanacak!..
