SERKAN OZAN
Teknik direktör Montella, Galler maçından farklı isimler, diziliş ve anlayışa başladı maça. Henüz ikinci dakikada da istediğini aldı. Orta sahada kazanılan bir topun ardından kaleye doğru hızlı bir oyun, doğru paslar ve Kerem Aktürkoğlu’nun son vuruşu golü getirdi. Her şey iyi başlamıştı. Tribünleri dolduran İzmirliler hem erken gelen golün hem de 9 Eylül’ün heyecanıyla coştukça coşuyordu.
Takım da onlara ayak uydurmuş gibiydi. Fizik olarak üstün İzlanda takımının, topu teknik olarak baş edemeyeceği rakibine bırakmayı tercih etmesinin de etkisiyle sahaya hâkim oldu ay-yıldızlılar. Ancak bu hakimiyet, beklenen pozisyon zenginliğini getirmedi. İlk 20 dakika boyunca özellikle sağ kanattan sol kanada atılan ters paslar Kerem’in çalışkanlığı sayesinde sonuç verdi ama skoru değiştirip maçı erken koparacak gol pozisyonları getirmedi.
Orta sahada kaptan Hakan Çalhanoğlu’nun saha görüşü, İsmail Yüksek’in de enerjisiyle baskıyı attıran milli takım, iki beki Eren Elmalı ve Mert Müldür’ün de katıldığı akınlar ile sonuca gitmeye çalışırken hücum planını neredeyse sadece duran toplar üzerine kuran İzlanda’nın beraberlik golü kornerden geldi. Devre arasına kalan kısa sürede de sahadaki tablo da skor da değişmedi.
İkinci yarıda da golle başladı milli takım ve sahnede yine aynı isim vardı. Ceza sahası dışından çıkardığı muhteşem plaseyle topu ağlarla buluşturan Kerem “Bu maçın yıldızı benim” diye bağırıyordu adeta. Golün ardından kısa süreli bir rüzgâr yakalayan milli takım, 60. dakikadan sonra oyundan düşmeye başladı.
Yapılan değişikliklerle dengeyi kuran İzlanda, art arda tehlikeler yaratırken Arda Güler’in sihrini konuşturduğu bir pozisyonda bomboş kalan Umut Nayır’ın kötü vuruşu maçı 70. dakikada bitirme şansının kaçmasına neden oldu. Bu arada Arda’ya bir prantez açmak gerek. 90 dakika oyunda kalan Arda’nın giderek olgunlaştığı, takıma giderek daha fazla uyum sağladığı, Real Madrid tedrisatının ona çok iyi geldiği görülüyor. Daha basit oynamaya başladıkça, daha rahtladıkça neler başarabileceğini, Kerem’in maçı bitiren üçüncü golüne yaptığı harika asistle gösterdi.
Takım olarak iyi bir gününde olan milli takımın yıldızı Kerem Aktürkoğlu’ydu şüphesiz. Avrupa’ya yaptığı transfer mental olarak rahatlamasını sağlamış, bu da sahaya yansıdı. Enerjisi ve son vuruşlarıyla kusursuz bir oyun ortaya koydu.
Maçın bir diğer yıldızı da tribünleri dolduran İzmirlilerdi. Uzun süredir bu kadar coşkulu, takımı bu kadar iten milli takım tribünleri görmemiştik. Milli takımda güzel oyun ve üç gollü bir galibiyetle onlara güzel bir 9 Eylül hediyesi verdi.
Uluslar Ligi’nde iki maçta 4 puan toplayarak liderliğe oturan milli takımın hedefi olan A Ligi’ne rahatlıkla yükselecekmiş gibi görünüyor. Avrupa Şampiyonası’ndaki çeyrek final başarısının ardından Galler maçındaki performans soru işaretler yaratmıştı ancak dünkü oyun, 2025’in ilk aylarında başlayacak dünya kupası elemeleri için moral ve umut verdi.