Mersin’deki Toros Üniversitesi’nde iç mimarlık son sınıf öğrencisiyken, erkek arkadaşı polis memuru Fatih Burak Aykul tarafından öldürülen Feray Şahin, Mezitli’de adının verildiği parkta anıldı. Feray Şahin öleli 7 yıl oldu, dava dosyası 4 yıldır Yargıtay’da… 5 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum edilen Aykul, bir buçuk yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilmişti.
Feray Şahin’in annesi Aysel Şahin, Mezitli’deki Feray Şahin Parkı’nda dün yapılan anmada, sanığın tutuksuz yargılanmasına tepki göstererek, şunları söyledi: “Benim kızım hiçbir suçu yokken katledildi. Savcı olay yerine gelmedi, deliller eksik toplandı. Yargılama ve soruşturma, katilin yalan yanlış bilgileriyle sonlandı ve sonuçta ödül gibi ceza ile sokağa bırakıldı. Bu mu adalet, bu mu hak, hukuk? Batsın böyle adalet de hukuk da. Biz adaleti 7 yıl önce toprağa gömdük. Biz adalet arıyoruz ama katil, sokakta ailesiyle güle oynaya dolaşıyor.”
‘İstanbul Sözleşmesi geri getirilmeli’
Baba Bekir Şahin ülkede her ay ortalama en az 30 kadının öldürüldüğüne dikkat çekerek, “İstanbul Sözleşmesi derhal amasız, fakatsız geri getirilmeli ve uygulanmalıdır. Kadına şiddete müebbet hapis cezası getirilmelidir. Yasaların uygulanmaması, topluma hakim erkek egemen anlayışın değiştirilmemesi, siyasilerin kadınlara yönelik ötekileştirici dil kullanması, kadının erkekle eşit birey olarak kabul edilmemesi, eğitimsizlik, maalesef kadınların katledilmesiyle sonuçlanıyor. Türkiye’yi imza attığı, sözleşmelere sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi.
CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer, cezalar caydırıcı olmadığı için kadınların öldürüldüğünü belirtti. “Devletin polisi, devletin emanet ettiği silah ile suçsuz savunmasız bir kız çocuğunu katlediyor ama 1,5 yıl hapis yatıp çıkıyor. Böyle adalet, hukuk olmaz” diyen Dinçer, Şahin Ailesi’nin acısını paylaştıklarını, davanın da takipçisi olacaklarını ifade etti.

İlk savcı savunmayı inandırıcı bulmamıştı
Burak Aykul hakkında hazırlanan iddianamede, şüphelinin atış artıklarını yok ettiğine dikkat çekilerek, “Özel harekat polisi olan, silah kullanmada deneyimli olan bir kişinin silah hakimiyetini eline aldıktan sonra silahın ateş alması ve şüphelinin savunmaları hayatın olağan akışına aykırıdır” denilmişti. Öte yandan, Adli Tıp, sanığın “Feray’la şarap içtik” ifadesini de yalanladı. Feray’ın kanında alkole rastlanmadığı raporla teyit edildi. Evde bitirilmiş bir şarap şişesi vardı. Sanığın beden muayenesi de alkol muayeseni de yapılmadı. Feray’ın tırnağının arasında sanığa ait DNA örneği bulundu.
Duruşma savcısı sanığı şimdilik ‘kurtardı’
Duruşma savcısı ise esas hakkındaki görüşünde, sanık ile maktül arasında, olay öncesinde bir kavga olduğuna dair delil bulunmadığını, olayın hemen öncesine ait Whatsapp görüşmelerinde, maktülün sanığa sevgi içerikli hitaplarda bulunduğunu söyleyerek, “Sanığın maktülü öldürmesini gerektirir bir sebep yok” yorumunu yapmıştı.
‘O yazışmaları dosyaya sanık sundu’
Baba Şahin, duruşma savcısının sanığı kurtarmak istediğini belirterek, şunları söylemişti: “Evin iki kapısı var. Birinin kilidi yarım açıktı. Sanığın kapıyı kilitlemeye çalıştığı kamera kayıtlarında var. Biz anahtarımızı 25 gün sonra cinayet bürodan aldık. Uzun süre ‘bizde yok’ dediler. Adli emanette katilin üzerinden çıktığını öğrendiğimiz anahtarların bizim anahtar olduğunu iddia ediyoruz. Katilin, kapıyı kapatıp, kızımızı içeride rehin aldığını düşünüyoruz. Sanık olay sonrası polis çevresini arıyor, taktik alıyor. Sanığın konuşmaları hiç sorgulanmadı. Telefonun şifresini bilmediğimiz için kızımızın telefonunu açamadık. Mahkeme, İphone’ye yazı yazdı. Savcının bahsettiği yazışmaları sanık dosyaya sundu. Sadece olay günü yapılan ve seçerek sunulmuş yazışmalar. Sanığın babası da emekli polis. Cinayet büroda bana ‘babası iyi bir insandır’ diye bahsetmişlerdi. Mütalaa, sanık polisi korumaya dönük.” (istanbullook)