Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca sürdürülen soruşturma kapsamında Narin’in cansız bedeninin bulunduğu 8 Eylül günü düzenlenen operasyonda Narin’in annesi, babası, 2 ağabeyi, 3 amcası ve 2 Eylül’de tutuklanan amcası Salim Güran’ın eşinin de aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı. Şüphelilerden Nevzat Bahtiyar, önceki gün çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce ”kasten öldürme suçuna iştirak etmekten” tutuklanmıştı. Tavşantepe Mahallesi imamı ise jandarmadaki sorgusunun ardından serbest bırakılmıştı. Narin’in amcası Salim Güran da tutuklu.
Gözaltındaki 22 şüpheli, bu sabah erken saatlerde Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı’ndaki sorgularının ardından adliyeye getirildi. Narin’in babası Arif Güran (44), annesi Yüksel Güran (44), ağabeyi Enes Güran (18), altı amcası, iki amca oğlu, iki amca kızı, kuzeninin oğlu, iki yengesi, halası A.K., eniştesi M.Ş., Salim Güran’ın işçileri Ö.Y. ve M.S. dahil 22 kişinin savcılıktaki işlemleri geç saatlere dek sürdü.
Anne mahkemeye sevk edildi baba bırakıldı
Soruşturma savcıları, Narin’in annesi Yüksel Güran ile ağabeyi Enes Güran’ın da aralarında bulunduğu 9 kişiyi tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. Narin’in babası Arif Güran dahil 13 kişi serbest bırakıldı. Bu kişilerden üçü için adli kontrol şartı getirildi. Narin’in annesiyle ile ağabeyinin, “Kasten öldürme suçuna iştirak” suçundan tutuklanması isteniyor. Kuzenleri M.K., B.G, yengesi M.G, tutuklu amca Salim Güran’ın işçileri M.S.A ile R. A, halasının eşi M. Ş.K., ise “Suçluyu kayırıp, suç delillerini yok ettikleri” gerekçesiyle mahkemeye sevk edildi. Amca F. G.’nin de “Suç delillerini yok etmek” suçundan tutuklanması isteniyor.
Deliller önemli veriler içeriyor
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Narin Güran cinayetine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tunç, şunları söyledi: “Narin cinayetinde bulgular, deliller hepsi değerlendirilecek. Eldeki bulgular katillerin kim ya da kimler olabileceğine dair önemli veriler içeriyor. Adli Tıp’ta inceleme iki hafta sürecek. Narin’in katillerini yargı huzuruna çıkarmak, boynumuzun borcu. Teknik çalışma devam ediyor. Hak ettikleri cezaları almaları için soruşturma etkin şekilde yürütülmeli. Narin’i katledenleri bizim yargı önüne çıkarmamız lazım. En ağır cezaya çarptırılmaları lazım.”
Sıva ustası, Salim Güran ile yakın iş ilişkisi olduğu belirtilen Nevzat Bahtiyar, ifadesinde Salim Güran’ı suçlamıştı. “Bana eliyle göstermek suretiyle aracın ön yolcu koltuğunda bulunan battaniyeye sarılı bir şeyi göstererek ‘Bunu yok edeceksin’ dedi. Yaklaştım ve bakınca battaniyeye sarılı, hareketsiz vaziyette yatan bir insanın olduğunu gördüm. Şaşırdım ve tereddüt ettim, Salim Güran ‘İyi düşün, sana 200 bin lira veririm’ dedi. ‘Aracında torba var mı?’ dedi. Ben de bagajdan rengini hatırlamadığım bir çuval çıkartarak Salim Güran’a verdim. Battaniyeye sarılı çocuğu alıp, çuvalın içerisine birlikte koyduk, bu esnada çocuğun üzerinde siyah tişört ve şort vardı… Aracımı derenin kenarında durdurdum. Çuvalı elime almıştım, çocuğun tüm vücudu çuvala sığmıştı. Çocuğun ayağının kesik olup olmadığını hatırlamıyorum, çünkü çok telaşlıydım. Çantasının ipini sökerek çuvalın ağzını bağladım ve ağacın yanında çok derin olmayan bir yer buldum. Burada biraz su vardı. Bu alana çuvalı bıraktım, çuval birisi tarafından bulunur diye düşünerek üzerine bir taş koydum” demişti.
Salim Güran, saati 17.40 diye söyletmiş
Narin’in kuzeni Birsen Güran da, savcılıkta tutuklu Salim Güran’ı suçlayan ifadeler verdi. Gazeteci Ferit Demir, adliye önünden yaptığı canlı yayında şunları söyledi: “Narin’in annesi Yüksel Güran, Narin’in en son görüldüğü saat 15.15-15.20 arasında üç kez Salim Güran’ı aramış, HTS kayıtlarından tespit edildi. Yüksel Güran, sorguda ilk aramayı yanlışlıkla yaptığını, sonraki iki aramayı ise kendisinin yapmadığını söyledi. Narin’in 15.15’ten sonra evine gidip katledildiği artık bir gerçek. Narin’in kuzeni Birsen Güran, bu sabahki sorguda 14.00’te evlerine geldiğini itiraf etti. ‘Diğerleri neden 17.40 dedi’ diye sorulduğunda; tutuklu amca Salim Güran’ın bütün aileye ‘Saati 17.40 söyleyin’ dediğini itiraf etti. Aile meclisi Narin’in kaybolduğu ilk günden itibaren her akşam toplandı. Toplandıkları odalara da cep telefonlarını koymamışlar. Bu kadar da bilinçli bir toplantı… O toplantıda kararlar alınmış ve yayılmış. Savcı sorduğunda ‘Biz de arama çalışmalarına yardım edelim diye toplandık, konuştuk’ diyorlar. Oysa hiçbiri bir aramaya katılmıyor.”
Aile suçu dış güçlere attı!
Türkiye günlerdir Narin için ayakta, üzüntü, öfke birbirine karışmış durumda. Güran Ailesi ve köyde kurdukları ağalık sistemi de gazetecilerin merceğinde… Şüphelilerin ifadelerinin birbirine benzer olması, Narin’in ölümünde organize suç işlendiğine işaret ediyor. Şüphelilerin sorgusu sürerken aile adına akıl almaz bir açıklama yapıldı. ‘Dış güçlere’ sığınan Aile, açıklamada şöyle dedi: “21 Ağustos günü kızımız Narin Güran’ın kaybolması nedeniyle günlerce ülke gündemini meşgul ettiğimizden dolayı Güran ailesi olarak üzüntülerimizi bildirmek istiyoruz. Aile fertleri olarak acı ve keder içerisindeyken görsel ve yazılı medyada merhume kızımız Narin suistimal edilerek gerek Güran ailesine gerekse de şu an şüpheli olarak tutulan aile fertlerinin kişilik haklarına acımasız saldırılar ve iftiralar ile mesnetsiz ithamlarda bulunulduğu medyayı izleyen dostlarımız tarafından bizlere bildirilmektedir. Ayrıca ilgi ve alakası olmadığı halde bu olay nedeniyle Kuran kurslarına ve yüce dinimize saldırılar yapılmaktadır. Diyarbekirimiz de asırlarca yaşamını sürdüren kimi zaman da yöneticiliğini yapmış Gevranizade ailesinin fertleriyiz. Ülkemizin değişik coğrafyasında binlerce Güran ailesi ve yeğenleri yaşamaktadırlar, büyük ekseriyetiyle de vatanına ve milletine bağlı fertleridirler. Aile fertlerimizin kendi kızlarımızı öldürmelerini tahayyül edemiyoruz, ancak böyle bir durum varsa bile bir kişi yüzünden koca bir ailenin karalanmasını bir takım dış güçler ve onların yerli uzantılarına bağlamaktayız. Aile fertlerimizin bir kısmının yaşadığı Tavşantepe Mahallesi’nin stratejik ve coğrafi konumu da ayrı bir etkendir. Devletimize bağlı tüm güçlerin bu oyuna gelmemelerini istirham ederiz. Maalesef bazı muhafazakar yazarlar dahi hiç inceleme yapmadan aileyi vatan düşmanlığı ile itham etmektedirler….
Maddi ve manevi tazminat haklarımızı mahfuz tutmaktayız. Bu süreçte hakikatin tezahürü için uğraşan tüm devlet büyüklerimize, bunca baskılara rağmen bizim suçsuzluğumuza inanarak bizden desteklerini esirgemeyen dostlarımıza teşekkürü bir borç biliriz. Ülkemizde ki tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının acımızdan siyasi malzeme yapmamasını da mahkemenin neticesini beklemelerini istirham ederiz. Devlet yetkilileri dışında yapılan hiçbir açıklamaya da itibar edilmemesini önemle arz ederiz.” (istanbullook)