Diyarbakır Bağlar’da Tavşantepe Köyü’nde aile içinde korkunç bir cinayetle öldürülen Narin’in cesedi 19 gün boyunca bulunamadığı için suç delileri de büyük oranda kayboldu. Adli Tıp 2’inci İhtisas Kurulu, Narin’in tutuklu ağabeyi Enes Güran’ın kolundaki diş izlerinin kime ait olduğunun tespit edilemeyeceğini bildirdi. Raporda, “Enes Güran’ın, Yüksel Güran tarafından mı, Narin Güran tarafından mı yoksa kendisi tarafından mı ısırılmış olduğu konusunda adli tıbbi açıdan kesin bir ayrım yapılamadığı mütalaa edilmiştir” denildi. İzlerin, bu üç kişiden herhangi biri tarafından yapılmış olabileceği de kaydedildi.
İki gizli tanık dinleniyor
İtirafçı Nevzat Bahtiyar’ın evinin önünden bu sabah canlı yayın yapan NOW TV muhabiri Sevgi Şahin, “34. Gün hala katilleri bilmiyoruz. Elimizde bir hiç, bir boşluk var. Köyde her şey aynı, her yeni gün aynı şeyleri tekrarlıyoruz, ortada bir hiçlik var” dedi. Ankara’dan bir heyetin iki gizli tanık için köye geldiğini ve tanık koruma kapsamına alınan bu kişilerin sorgulandığını belirten Şahin, “Narin’in annesinin, ağabeyinin tekli odalarda tutulduğunu, hiç kimseyle iletişim kurmadığını hatta gardiyanlarla bile konuşurken çok dikkatli tutukluluk sürecinin geçtiğini söyleyebiliriz. 34 gündür bütün köy Narin’le ilgili tek bir cümle vermiyor. Kim katil kim değil bilmiyoruz” dedi.
Köy kameralarla izleniyor
Nevzat Bahtiyar’ın üçüncü kez ifadesini değiştirdiğine dikkat çeten Şahin, Bahtiyar’ın anne ile amca arasında ilişki olduğu yönündeki iddiasının 34 gündür konuşulduğuna dikkat çekti. Bahtiyar’ın son ifadesi sonrası evinde ve ahırında DNA bulunması için araştırma yapıldığını da kaydeden Şahin, köyde her noktaya yeni kameraların takıldığını da belirtti. “Köy izleniyor, köyde çocuklar var, başka aileler var, tedirginler” diye konuştu.
Nevzat Bahtiyar en son ne dedi?
Narin soruşturmasını ifadeleriyle yönlendiren tutuklu sıva ustası Nevzat Bahtiyar, dün yeniden Diyarbakır Cumhuriyat Başsavcılığı’na getirildi. Tehditler nedeniye daha önce farklı ifadeler verdiğini belirten Bahtiyar, bu kez de şunları söyledi: “Salim Güran, Arif Güran’ın (Narin’in babası) evinin bulunduğu tepeden beni yanına çağırdı. Salim Güran ile Arif Güran’ın evine girdik. Bir oda hariç tüm odaların kapıları kapalıydı. Evin içinde anne Yüksel ile Enes, Eren ve Muhammed Güran dahil hiç kimseyi görmedim. Herhangi bir ses de duymadığım için odalarda olup olmadıklarını da bilmiyorum. Salim beni solda bulunan odalardan birine götürdüğünde Narin’i yerde hareketsiz yatar vaziyette olduğunu gördüm. Hatırladığım kadarıyla Narin’in ağzında köpük şeklinde bir sıvı vardı. Salim bana, ‘Yüksel’le birlikte olduğumuzu kız gördüğü için bu kızı ben öldürdüm. Artık sende benim suç ortağımsın. Bu olaya tanık olduğun için bu cesedi yok edeceksin. Yoksa senin oğlunu gittiği futbol okulundan aldırır, kafasına sıktırırım. Bunu yok et ve sonrasında da sana 200 bin lira vereceğim’ dedi. Cesedi birlikte battaniyenin arasına bıraktık. Battaniyeye koyduktan sonra Salim Güran cesedi bana verdi. Ben de cesedi kucağıma alarak ikametten çıktığımda, Narin’e ait terlikleri de Salim’in söylemesi üzerine alıp battaniyenin içine koydum ve aracıma koymak üzere ikametime doğru indim. İlk önce kendime ait ahıra pencereden cesedi koydum. Daha sonra ahırda bulunan çuvalı cesedin başından geçirdim, çuvalı bağlamamıştım, daha sonra cesedi kendi aracımın arka koltuk paspas kısmına bıraktım, battaniyeyi de arkadan aracıyla gelen Salim Güran’a verdim. Bana da, ‘Cesedi gerekirse parçala, sonra da Eğertutmaz deresine at’ dedi. Bu sırada yukarıya doğru yani Arif Güran’ın evine doğru baktığımda Narin’in annesi Yüksel’in yüzünü ellerinin arasına alarak ağlayarak baktığını gördüm. Cesedi Eğertutmaz deresine götürdüm ve daha önce yer gösterme yaptığım yere bıraktım. Üzerine de dikkat çekmemesi için büyük bir taş bıraktım. Narin’in bir ayağı çuvalın dışında kalmıştı. Aceleyle ve telaşla yaptığım için bağlayamadım ve bunu da düzeltemedim. Olaydan sonra Salim Güran ile görüşmedim, karşılaştığımızda kaş göz işareti ile benimle selamlaştı. Narin’i kesinlikle öldürmedim, sadece Eğertutmaz deresine bıraktım.” (istanbullook)