Cumhurbaşkanı Erdoğan, BRICS toplantısının ardından yurda döndü. Uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan’a MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü PKK’nın ele başı Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrı, DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan’ın amcası ile İmralı’da görüşmesi ve Öcalan’dan gelen mesajla ilgili soru yöneltilmedi. Gazeteciler gündeme ilişkin bir tek TUSAŞ saldırısını sorabildi. Ayrıca, Almanya Şansölyesi Olaf Schol’ın Türkiye ziyaretiyle ilgili de ‘Türkiye’ye yönelik silah ambargosu’ sorulurken, mültecilerin Türkiye’ye gönderilmesine ilişkin anlaşma sorulmadı. Gazeteciler mi sormadı yoksa gazetecilerin sormasına izin mi verilmedi net bir bilgi yok… Ancak, hem gazeteciler hem de muhafet bu duruma tepki gösterdi.
Vahim, endişe verici…
Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, “Gerçekten kendine gazeteci deyip o uçakta Erdoğan’a, Bahçeli’nin çağrısını sormamak, soramamak utanç verici bir durum… Hem mesleğimize, hem de okur ve izleyicilere saygısızlık. Başlarını insanların karşısında nasıl dik tutabilecekler acaba? Yazık…” yorumunu yaptı.
Gazeteci yazar Zafer Arapkirli de “Hepsi birbirinden vahim” diyerek olasılıkları şöyle sıraladı: “Cumhurbaşkanı’nın uçağında önceden basılıp dağıtılan sözde soru ve sözde yanıtlar arasında ‘Açılım 2.0, saçılım 3.1, Apo, Mapo’ mevzuları yokmuş. Şimdi, olasılıkları düşünüyorum da… a) Tayyare-i Hümayun tayfası cesaret edip soramadı. b) Sordular cevap alamadılar. c) Sordular, cevap aldılar, yazamadılar. e) Cumhurbaşkanı bu mevzuyu doğrudan değil, ortağı üzerinden götürüp, ortamı test edip, ondan sonra açıkta konuşmayı tercih ediyor. f) Cumhurbaşkanı, önce başlattı, sonra baktı ki bir yere gidemiyor, istediği gibi yürümüyor, vazgeçti. g) Devleti ‘saldım çayıra’ zihniyeti ile yönetiyorlar. Hepsi birbirinden endişe verici değil mi?”
Gazeteci yokmuş ki sormamış…
CHP lideri Özgür Özel, gazetecilerin soruları üzerine “Bu sorunun muhatabı ben değilim. Uçakta gazeteci yokmuş sormamışlar. Gazeteciler mutlaka soracaktır yanıt alacaksınızdır. Buna inancımı koruyorum. O gazetecilerin çocukları bir gün, benim babam eskiden gazeteciydi diyecekledir. O yüzden gazeteciler gazeteciliğini yapsın” dedi.
Erdoğan, milletin nabzını ölçüyor
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Erdoğan’ın bu konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmamasını gazeteci Mirgün Cabas’ın yayında değerlendirdi. Erdoğan’ın hiçbir şeyi ölçmeden biçmeden yapmadığına dikkat çeken Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Neredeyse saatlik kamuoyu yoklaması yapan, her adımı kamuoyu yoklamalarıyla, çapraz yoklamalarla yapmaya çalışan bir siyasi liderin bundan habersiz olduğunu düşünebiliyor musunuz? Uçakta kendisine bu konuyla ilgili olarak hiçbir şey sorulmamış. Hiçbir Ak Partili de herhangi bir şey söylemedi bu konuda. İyiye doğru gitse, ‘Benim inisiyatifimde başlamıştı’, kötü olsa ‘Benim haberim yok’ diyecekler. Ölçüyorlar şu anda. İyiye doğru giderse, ‘Ben yaptım, bu ülkede kuş uçsa tabii ki sorumlusu benim’, kötü olsa ‘Bana haber vermediniz kötü oldu işte’ diyecek.” (istanbullook)