HAZAL OCAK
Amazon Ormanları sizce neden önemli? Sadece dünyanın en büyük ormanı olduğu, gezegene adeta oksijen pompaladığı ya da on binlerce canlı türüne yaşam alanı sağladığı için mi? Peki, “karbon Yutak alanı” terimini daha önce duydunuz mu? Amazon Ormanları’nın dünyanın en büyük karasal karbon yutak alanı olduğunu biliyor musunuz? Atmosferdeki karbondioksit gibi sera gazlarını doğal olarak emen ve depolayan ekosistemler veya alanlara karbon yutak alanı deniyor. İşte Amazon Ormanları da bu özelliğiyle günümüz dünyası için çok büyük bir öneme sahip. Ancak tabi ki o da tehdit altında… Son araştırmalara göre neredeyse yarısı korumasız kalmış halde. Amazon Ormanları’na çok uzak olsa da bizim için çok tanıdık bir hikaye; zira Türkiye’nin orman tahribatı konusunda Amazon Ormanları’nın yayıldığı ülkelerinden aşağı kalır yanı yok.
Güney Amerika’daki Amazon Ormanları, yaklaşık 5.5 milyon kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. Brezilya, Peru, Kolombiya, Venezuela, Ekvador, Bolivya, Guyana, Surinam ve Fransız Guyanası olmak üzere dokuz ülkenin sınırları içerisinde yer alıyor. Ormanların yüzde 60’ı Brezilya, yüzde 13’ü Peru’da.
Kâr amacı gütmeyen Amazon Conservation tarafından yapılan bir analize göre, Amazon yağmur ormanlarının en kritik alanlarının yaklaşık yüzde 40’ı korunmuyor. Korunmayan bölgelerin, Peru’da yani Amazon’un en güneybatısında ve Brezilya, Fransız Guyanası ve Surinam’da yani uzak kuzeydoğuda olduğu görülüyor. Ayrıca Amazon’daki en yüksek karbon alanlarının yüzde 61’inin, yerli rezervler veya diğer korunan araziler olarak korunduğunu, ancak geri kalanının genellikle resmi bir tanımı olmadığı belirtiliyor. Bilim insanları söz konusu bu alanların yangın veya ağaç kesimi gibi herhangi bir nedenden yok olursa iklimi ısıtan sera gazlarının atmosfere salınacağı uyarısında bulunuyor.
Kaçak madenler ormanları yok ediyor
Aynı kuruluşun geçen günlerde yayımlanan bir analizi daha var. Buna göre Ekvador Amazonu’nun kalbinde, özellikle Napo ve Orellana eyaletleri arasında bulunan Punino Nehri’ni çevreleyen bölgede yasadışı altın madenciliğinden ötürü 2024 yılında ormansızlaşma ortaya çıktı ve genişledi. Bu verilere göre de söz konusu alan 2019’dan bu güne 2 binden fazla futbol sahasına büyüklüğüne denk geliyor. Analizde madencilik ormansızlaşmasının büyük çoğunluğunun (yüzde 90) muhtemelen yasa dışı olduğu belirtiliyor.
Çalışmaya göre madencilik ormansızlaşması hızla genişleyerek iki korunan alanın sınırlarına girdi: Sumaco-Napo Galeras Milli Parkı ve El Chaco Belediye Koruma Alanı. Ayrıca, madencilik ormansızlaşması, Kichwa uyruklu yerli bölgelerinin sınırları içinde aktif olarak genişliyor.
‘Telafisi olmayan yaralara dönüşecek’
Bu koruma hikayesi aslında bize bir yerlerden tanıdık geliyor. Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki orman alanlarının, art arda yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle orman sınırları dışına çıkarıldığına tanıklık ediyoruz. Örneğin, İzmir, Bayraklı’da geçen ağustos ayında yanan 90 hektarlık ormanlık alan da artık orman alanı değil. Tepki çeken bu kararnamelerle ilgili bir açıklama yapan Türkiye Ormancılar Derneği, özetle şu noktalara dikkat çekti:
“Anayasa’nın 169’uncu maddesine göre; ‘Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz’. Yani, son yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı, yargı kararlarına uymamakla kalmıyor, aynı zamanda en üst düzey hukuk normu olan Anayasa hükümlerine de uymuyor.
Türkiye’nin bir metrekare daha ormanını kaybetmeye tahammülü bulunmamaktadır. İklim krizi ve biyolojik çeşitlilik kayıpları ile karakterize olan böyle bir çağda, gıda ve su krizinin ayak seslerinin zaten hissedildiği coğrafyamızda ormanlar aleyhine olan her gelişme telafisi mümkün olmayan ekolojik ve sosyal yaralara dönüşecektir.
Ek 16’nın Orman Kanunu’ndan bir an önce kaldırılmasını ve bugüne kadar bu madde doğrultusunda gerçekleşen orman sınırları dışına çıkarma uygulamalarının iptal edilmesini talep ediyoruz.”
Dünyanın her yerinde tartışmalar ve sorunlar benzer, aslında çözümler de benzer ama doğal alanları rant uğruna yok etme konusunda insanlık olarak ısrarcıyız.