Türkiye seçime mi koşuyor?
Türkiye’nin siyasi sahnesi, hem iç hem de dış dinamiklerin derinden etkisi altında bir dönem yaşıyor. Ülkenin ekonomik, politik, demokratik, ahlaki ve kültürel geleceği alarm veriyor.
Türkiye’nin siyasi sahnesi, hem iç hem de dış dinamiklerin derinden etkisi altında bir dönem yaşıyor. Ülkenin ekonomik, politik, demokratik, ahlaki ve kültürel geleceği alarm veriyor.
ABD’de seçmen, Biden’in politikalarına tepki olarak, tek dönemin ardından koltuktan indirdiği Trump’ı yeniden başkan yaptı. Trump’ın kazanması erkek egemen zihniyetin bir ‘zaferi’ olarak değerlendirilirken, iklim krizine karşı mücadele veren aktivistler de oldukça endişeli…
ABD’de seçimlere bir gün kaldı. Demokratların adayı Kamala Harris ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump, anketlerde başa baş görünüyor. Uzun yıllar Demokratlara oy veren kesimler, Biden’in Gazze politikası nedeniyle Trump’a yöneliyor… Her iki aday da insani krizlerin ve savaşların gölgesinde kalan dünya için çok da umut vadetmiyor.
Dünyanın en büyük barolarından biri olan İstanbul Barosu’nun yeni başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu oldu. Kaboğlu, hukuku etkili kılmak için yola çıktıklarını vurgulayarak, “Hukuk devleti için, demokratik hukuk devleti için, insan haklarına dayanan, laik ve demokratik cumhuriyet için yola çıktık” dedi.
Yaşanan gelişmeler, CHP’nin tüzük kurultayında da partinin temel yapılanmasıyla ilgili stratejik konulara pek değinilmeyeceği izlenimi vermektedir.
31 Mart yerel seçimlerine çok az bir süre kaldı. Genel seçim havasında geçen bir kampanya dönemine şahitlik ediyoruz. Özellikle de 20 yılı aşkın bir süredir ülkeyi yöneten iktidar partisinin vaatleri evlere şenlik doğrusu! Bizse mütevazı bir talebi gündeme getirelim istedik. Doğa savunucularının seçilecek adaylara bir çağrısı var: Tatil sezonu başlıyor, deniz çayırlarını sökmeyin!
Türkiye seçime gidiyor. Her şeyin alt üst edildiği, gerçeğin değil, seccadenin varlığından medet umulan bir seçim sürecinde yuvarlanıyoruz.
Türkiye’de kitleler, en az 70 yıldır her seçim döneminde siyasi liderlerin adeta büyüleyen vaatlerine karşılık seçim biter bitmez iktidarlar tarafından dayatılan acı reçetelere, güdülen partizan politikalara, rüşvet, yolsuzluk, keyfiyet için zemin oluşturan karar ve uygulamalara tanıklık ediyor.
Yüksek bir sorumluluk duygusu ile siyasi tercih yapılmak isteniyorsa sadece lidere, onun kişilik özelliklerine ve liderlik tarzına bakmak iyi bir fikir sayılmaz; bunun hayal kırıklığı ve yanılgı doğurma ihtimali yüksektir.
Türkiye’nin siyasi sahnesi, hem iç hem de dış dinamiklerin derinden etkisi altında bir dönem yaşıyor. Ülkenin ekonomik, politik, demokratik, ahlaki ve kültürel geleceği alarm veriyor.
ABD’de seçmen, Biden’in politikalarına tepki olarak, tek dönemin ardından koltuktan indirdiği Trump’ı yeniden başkan yaptı. Trump’ın kazanması erkek egemen zihniyetin bir ‘zaferi’ olarak değerlendirilirken, iklim krizine karşı mücadele veren aktivistler de oldukça endişeli…
ABD’de seçimlere bir gün kaldı. Demokratların adayı Kamala Harris ve Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump, anketlerde başa baş görünüyor. Uzun yıllar Demokratlara oy veren kesimler, Biden’in Gazze politikası nedeniyle Trump’a yöneliyor… Her iki aday da insani krizlerin ve savaşların gölgesinde kalan dünya için çok da umut vadetmiyor.
Dünyanın en büyük barolarından biri olan İstanbul Barosu’nun yeni başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu oldu. Kaboğlu, hukuku etkili kılmak için yola çıktıklarını vurgulayarak, “Hukuk devleti için, demokratik hukuk devleti için, insan haklarına dayanan, laik ve demokratik cumhuriyet için yola çıktık” dedi.
Yaşanan gelişmeler, CHP’nin tüzük kurultayında da partinin temel yapılanmasıyla ilgili stratejik konulara pek değinilmeyeceği izlenimi vermektedir.
31 Mart yerel seçimlerine çok az bir süre kaldı. Genel seçim havasında geçen bir kampanya dönemine şahitlik ediyoruz. Özellikle de 20 yılı aşkın bir süredir ülkeyi yöneten iktidar partisinin vaatleri evlere şenlik doğrusu! Bizse mütevazı bir talebi gündeme getirelim istedik. Doğa savunucularının seçilecek adaylara bir çağrısı var: Tatil sezonu başlıyor, deniz çayırlarını sökmeyin!
Türkiye seçime gidiyor. Her şeyin alt üst edildiği, gerçeğin değil, seccadenin varlığından medet umulan bir seçim sürecinde yuvarlanıyoruz.
Türkiye’de kitleler, en az 70 yıldır her seçim döneminde siyasi liderlerin adeta büyüleyen vaatlerine karşılık seçim biter bitmez iktidarlar tarafından dayatılan acı reçetelere, güdülen partizan politikalara, rüşvet, yolsuzluk, keyfiyet için zemin oluşturan karar ve uygulamalara tanıklık ediyor.
Yüksek bir sorumluluk duygusu ile siyasi tercih yapılmak isteniyorsa sadece lidere, onun kişilik özelliklerine ve liderlik tarzına bakmak iyi bir fikir sayılmaz; bunun hayal kırıklığı ve yanılgı doğurma ihtimali yüksektir.
© 2023 İstanbul'dan Dünyaya Bakış - Tüm hakları saklıdır.