CHP’nin uzun yıllar sonra birinci parti çıktığı seçimlerin üzerinden 7 ay geçti, ülke yeniden büyük bir demokrasi krizinin eşiğine geldi. Esenyurt’un ardından, Mardin Büyükşehir, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atandı. Muhalefet, seçimlere yapılan kayyum darbesine isyan ediyor.
CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yıllar önce başladığı öne sürülen soruşturması kapsamında tutuklandı. AKP-MHP ittifakı, yine bildik yöntemlerle halkın iradesini hiçe saydı, belediye meclisinde seçim yapmak yerine yönetime kayyum atadı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 86. yıl dönümünde ziyaretçi akınına uğradı. 10 Kasım Anıtkabir ziyaretlerinin rekoru kırıldı, 1 milyon 92 bin 365 kişi Ata’yı andı. AKP iktidarının ülkeye yaşattığı tahribat arttıkça, her yaştan insan Atatürk’e daha da bağlanıyor…
Ulu Önder Atatürk’ün en büyük mirası Cumhuriyet’in 101. yılı, tüm yurtta coşkuyla kutlandı. Bayram kutlamalarında en önde çocuklar ve gençler vardı. Cumhuriyet değerlerinin her geçen gün aşındırılmasına karşın, bu bayram da Anıtkabir’e ziyaretçi akını yaşandı. Genç yaşlı, 7’den 77’ye herkes, sabahın ilk saatlerinden itibaren yollara düştü…
Bugün, cumhuriyetin bize miras bıraktığı değerleri ne kadar koruyabildiğimiz ve kazanımları ne ölçüde yaşatabildiğimiz sorusu, zihinlerimizde yankılanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 86. yıl dönümünde ziyaretçi akınına uğradı. 10 Kasım Anıtkabir ziyaretlerinin rekoru kırıldı, 1 milyon 92 bin 365 kişi Ata’yı andı. AKP iktidarının ülkeye yaşattığı tahribat arttıkça, her yaştan insan Atatürk’e daha da bağlanıyor…
CHP’nin uzun yıllar sonra birinci parti çıktığı seçimlerin üzerinden 7 ay geçti, ülke yeniden büyük bir demokrasi krizinin eşiğine geldi. Esenyurt’un ardından, Mardin Büyükşehir, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atandı. Muhalefet, seçimlere yapılan kayyum darbesine isyan ediyor.
CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yıllar önce başladığı öne sürülen soruşturması kapsamında tutuklandı. AKP-MHP ittifakı, yine bildik yöntemlerle halkın iradesini hiçe saydı, belediye meclisinde seçim yapmak yerine yönetime kayyum atadı.
Ulu Önder Atatürk’ün en büyük mirası Cumhuriyet’in 101. yılı, tüm yurtta coşkuyla kutlandı. Bayram kutlamalarında en önde çocuklar ve gençler vardı. Cumhuriyet değerlerinin her geçen gün aşındırılmasına karşın, bu bayram da Anıtkabir’e ziyaretçi akını yaşandı. Genç yaşlı, 7’den 77’ye herkes, sabahın ilk saatlerinden itibaren yollara düştü…
Bugün, cumhuriyetin bize miras bıraktığı değerleri ne kadar koruyabildiğimiz ve kazanımları ne ölçüde yaşatabildiğimiz sorusu, zihinlerimizde yankılanıyor.
Kesik kafası surlardan aşağı atılan İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil, erkek şiddetinin son kurbanı oldu. Kadınlar, “Yaşamak istiyoruz, yeter artık” diyerek isyan ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre eylül ayında 34 kadın cinayeti, 20 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.
En büyük endişemiz örgütlü bir suçun şahsileştirilerek olayın üstünün kapatılması. Çünkü biliyoruz ki bu cinayet, bireysel bir suçun ötesinde politik bir suçtur. Çünkü çocukların güvenliği ve yaşam hakkı, devletin politikalarıyla doğrudan ilişkilidir.
Kayıp çocuk söz konusu olduğunda ilk 24-48 saat canlı bulunması için kritiktir. Ne kadar erken müdahale edilirse çocuğun canlı bulunma olasılığı yükselir.
Onların diliyle söylemek gerekirse Narin cinayeti “sonuç”tu. Öyleyse “sebep” neydi? Bireysel şiddetin artışını, normalleşmesini besleyen cezasızlığın, sorunlu yargının rolü yok muydu gelinen noktada?
Narin Güran cinayeti, sadece bir çocuğun trajik ölümü değil; karanlıkta sessizce var olan, gözden uzak tutulan bir toplumsal yarayı kanatıyor. Bu cinayet, gücün merkezileştiği, tahakkümün derinleştiği bir yapının yankı odası.
Suçta ortaklaşmış bir aile ve köyün yarattığı dehşet Narin Güran cinayetinin karanlık bir yüzüyken; bu süreci akıl almak, izah edilemez skandallarla yürüten ilgili birimlerin tutumu da diğer karanlık yüzüdür.
Narin’in dosyasında, AKP’nin kadınların ve kız çocuklarının yaşadığı şiddete karşı vurdumduymaz tavrının ötesinde bir “koruma” kalkanı olduğu, soruşturmayı yakından takip eden herkesin aklında.
8 yaşındaki Narin’in aile içinde katledilmesinin ardından soruşturma devam ediyor. Anne, ağabey dahil yakın akrabalar tutuklu ancak Narin’in arandığı dönemde, aile organize bir şekilde bütün delilleri yok etmiş. Meclis’te cinayetin aydınlatılması için verilen soru önergesi, AKP-MHP oylarıyla reddedildi.
Sinan Ateş davasında karar açıklandı, tetikçiler ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi. Ayşe Ateş, azmettiriciler yargılanana kadar davanın takipçisi olacağını söyledi. Aile kararı beklerken, adliyenin kafeteryasında saldırıya uğradı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tehditleri, ertesi gün ete kemiğe büründü!
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da silahlı saldırı sonucu öldürülmesinin ardından açılan dava sürüyor. Anne Saniye Ateş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye tepki göstererek, “Oğlumun katillerini söylesin” dedi.
Kesik kafası surlardan aşağı atılan İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil, erkek şiddetinin son kurbanı oldu. Kadınlar, “Yaşamak istiyoruz, yeter artık” diyerek isyan ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre eylül ayında 34 kadın cinayeti, 20 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti.
En büyük endişemiz örgütlü bir suçun şahsileştirilerek olayın üstünün kapatılması. Çünkü biliyoruz ki bu cinayet, bireysel bir suçun ötesinde politik bir suçtur. Çünkü çocukların güvenliği ve yaşam hakkı, devletin politikalarıyla doğrudan ilişkilidir.
Kayıp çocuk söz konusu olduğunda ilk 24-48 saat canlı bulunması için kritiktir. Ne kadar erken müdahale edilirse çocuğun canlı bulunma olasılığı yükselir.
Onların diliyle söylemek gerekirse Narin cinayeti “sonuç”tu. Öyleyse “sebep” neydi? Bireysel şiddetin artışını, normalleşmesini besleyen cezasızlığın, sorunlu yargının rolü yok muydu gelinen noktada?
Narin Güran cinayeti, sadece bir çocuğun trajik ölümü değil; karanlıkta sessizce var olan, gözden uzak tutulan bir toplumsal yarayı kanatıyor. Bu cinayet, gücün merkezileştiği, tahakkümün derinleştiği bir yapının yankı odası.
Suçta ortaklaşmış bir aile ve köyün yarattığı dehşet Narin Güran cinayetinin karanlık bir yüzüyken; bu süreci akıl almak, izah edilemez skandallarla yürüten ilgili birimlerin tutumu da diğer karanlık yüzüdür.
Narin’in dosyasında, AKP’nin kadınların ve kız çocuklarının yaşadığı şiddete karşı vurdumduymaz tavrının ötesinde bir “koruma” kalkanı olduğu, soruşturmayı yakından takip eden herkesin aklında.
8 yaşındaki Narin’in aile içinde katledilmesinin ardından soruşturma devam ediyor. Anne, ağabey dahil yakın akrabalar tutuklu ancak Narin’in arandığı dönemde, aile organize bir şekilde bütün delilleri yok etmiş. Meclis’te cinayetin aydınlatılması için verilen soru önergesi, AKP-MHP oylarıyla reddedildi.
Sinan Ateş davasında karar açıklandı, tetikçiler ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edildi. Ayşe Ateş, azmettiriciler yargılanana kadar davanın takipçisi olacağını söyledi. Aile kararı beklerken, adliyenin kafeteryasında saldırıya uğradı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tehditleri, ertesi gün ete kemiğe büründü!
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da silahlı saldırı sonucu öldürülmesinin ardından açılan dava sürüyor. Anne Saniye Ateş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye tepki göstererek, “Oğlumun katillerini söylesin” dedi.
